Kalem tutma becerisi genellikle okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf dönemlerinde öne çıkar. Ancak birçok kişi, bu evrelerde çocukların kalemle ilk defa tanıştığına inanırken, gerçekte birçok çocuk okula başlamadan bile çizim, boyama ya da yazma aktivitelerine katılmış olabilir. Eğer bu deneyimler esnasında uygun bir yetişkin rehberliği alınmazsa, yanlış bir kalem tutuş alışkanlığı geliştirilebilir. Bu nedenle, birinci sınıfta kalem tutma, kağıt yerleşimi ve oturuş pozisyonu konuları üzerine öğretmen gözlemleri kritiktir. Bu dönemde yanlış alışkanlıklar edinilirse, ilerleyen sınıflarda bu yanlışlıkları düzeltmek oldukça zorlaşabilir. Peki kalem tutma becerisine ne zaman odaklanmalıyız? En makul yanıt, 'çocuklar kalem ve kağıtla ilk tanıştığı anda' olacaktır.

Birçok araştırma, kesin ve evrensel bir 'doğru' kalem tutuşunun olmadığını belirtmektedir. Ancak, öğrencilerin nitelikli ve okunaklı yazı yazmalarını destekleyen bazı önemli unsurlar vardır. Bu unsurlar arasında kalem tutuşu, kağıdın konumu, oturuş pozisyonu ve bileğin pozisyonu bulunmaktadır. Öğrenciler yanlış bilek pozisyonu veya kağıdı eğik tutma gibi alışkanlıklar geliştiriyor olabilirler. Ancak bu alışkanlıklar, onların yazma yeteneklerini engellemez; sadece daha fazla enerji harcamalarına neden olabilir.

Önerilen kalem tutma şekli, baş ve işaret parmağı ile tutulan kalemin, orta parmağı ile desteklendiği şekildedir. Sağ elini kullanan bir öğrenci için kağıdın sol tarafa eğik olması, sol elini kullanan bir öğrenci için ise kağıdın sağa eğik olması önerilir. Öğrencilere, rahat ve doğal bir pozisyonda oturmaları ve bileklerini doğru konumlandırmaları tavsiye edilir. El ve kol kaslarının rahatlamasına yardımcı olan bu öneriler, öğrencilerin yazma motivasyonlarını da artırabilir.